1 Mayısta Taksimdeyiz!
yunanistan / türkiye / kıbrıs |
anarşist hareketin |
opinion/analysis Tuesday May 03, 2016 02:33 by Devrimci Anarşist Faaliyet - DAF
Kitle ve kitleselleşmek, biz devrimci anarşistlerin kavramları değildir. Bizim için önemli olan, tüm tutsaklıkları ve adaletsizlikleri yaşayan ezilenlerin kavgayı içselleştirmesidir. Ancak ve ancak bu bireyler sayesinde oluşacak örgütlü bir toplum, nitelikli niceliğinin gücünü gösterebilecektir.
Şimdi, işletilmeyen otobüslere, kapatılan yollara, bariyerlerle kilitlenmiş ve polislerle kapatılmış bir Taksime rağmen; yasaklanan bir Taksime rağmen; tüm benliğimizle, tüm beraberliğimizle bu 1 Mayısta da Taksimdeyiz.
1 Mayısta Taksimdeyiz!
1 Mayısın tarihini bilmek önemlidir. 1 Mayıs, 1886dan bu yana, devlete ve kapitalizme öfkenin sembolü; bu öfkeyle bir araya gelen tüm ezilenlerin, kavganın coşkusuyla birbirlerini selamladıkları beraberlik günüdür.
1 Mayıs yaklaşırken, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi, bu sene de Taksim Meydanı 1 Mayıs için yasaklandı. Devletin ve kapitalizmin her yıl farklı gerekçeler göstererek yasakladığı Taksim; bu kez de Kürdistandaki savaş politikalarının batıya yansıyan kısmıyla, her türlü devrimci faaliyeti yasaklayan politikalarla, yasaklandı. 77 1 Mayısından 2016 1 Mayısına, yasaklayan zihniyet değişmedi. Çünkü bu yasak ne askeri darbe kalıntısıydı, ne de AKP politikası.
Dünyanın farklı yerlerinde ve farklı zamanlarda, ezilenler, verdikleri kavganın coşkusuyla birbirlerini selamlar 1 Mayısta. Bu selamlama, bu el elelik, bu omuz omuzalık korkutur iktidarları ve iktidarlar korkuyla yasaklar 1 Mayısı. 1977 1 Mayısında kaybettiğimiz 34 işçinin üzüntüsüyle geçen 1978 1 Mayısı, öylesine korkutmuştur ki askeri iktidarları, sonrasında yasaklamıştır 1 Mayısı ve Taksim Meydanını.
Daha önceki yıllarda olduğu gibi, 1977 1 Mayıs Katliamının 30. yılı olan 2007de de katliamın üzüntüsü öfkeye dönüşmüş ve yasakçı iktidara karşı kavga sürmüştür. Bu kavgayla, 2010 yılında Taksim Meydanı tüm ezilenlere açılmıştır. Böylece Taksimde, üç yıl boyunca, milyonlarla sayılacak kitlelerin buluşması gerçekleşmiş; bu milyonların buluşmasından korkan iktidarsa, 2013ten itibaren benzer bahanelerle Taksimi tekrar yasaklamıştır.
Kavgamız, ne Taksim Meydanının mekanlığına ne de 1 Mayısın 24 saatlik zamanına sıkışmaktır. Kavgamız, bir meydanı ya da bir günü yasaklayarak otoritesini bütün ezilenlerin üstünde belirginleştirmek isteyen iktidara karşı koymaktır.
Hemen herkesin allayıp pullayarak anlattığı 2013 Haziran ayındaki Taksim İsyanı, özellikle 2007de başlayan ve iktidara karşı senelerdir süren Taksim kavgalarının bir kazanımı değil midir? Şimdi, 2016 1 Mayısında, kitleselleşmek için, iktidarın belirlediği bir meydana tüm kitleyle sıkışmak, bir siyasi savrulma değil midir?
Kitle ve kitleselleşmek, biz devrimci anarşistlerin kavramları değildir. Bizim için önemli olan, tüm tutsaklıkları ve adaletsizlikleri yaşayan ezilenlerin kavgayı içselleştirmesidir. Ancak ve ancak bu bireyler sayesinde oluşacak örgütlü bir toplum, nitelikli niceliğinin gücünü gösterebilecektir.
Şimdi, işletilmeyen otobüslere, kapatılan yollara, bariyerlerle kilitlenmiş ve polislerle kapatılmış bir Taksime rağmen; yasaklanan bir Taksime rağmen; tüm benliğimizle, tüm beraberliğimizle bu 1 Mayısta da Taksimdeyiz.
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Anarşizm!
Anarşist Devrime Faaliyetle!
This page can be viewed in
English Italiano Deutsch