user preferences

Hazirlanmakta olan Avrupa Bi̇rli̇ği̇-li̇bya anlaşmasi, insanlik suçu içeri̇yor!

category uluslararası | göç / ırkçılık | press release author Wednesday August 23, 2017 23:17author by Defend Mediterraneaauthor email giocganarkismo at riseup dot net Report this post to the editors

Avrupa Birliği’nin Türkiye ile yapmış olduğu, Türkiye’de ve Yunanistan’da içinde yaşanılamaz durumda olan, utanç verici kampların sayılarının çoğalmasıyla sonuçlanan korkunç anlaşmanın üzerinden 1,5 sene geçmişken, gezegenin en zengin kıtasının yöneticileri daha da beter bir anlaşmanın hazırlığında.

featured image

Fransa Cumhurbaşkanının girişimi ve kukla Libya rejiminin işbirlikçiliği ile, çok büyük askeri yardımlar ve 2016’da diktatör Erdoğan’a verilen altı milyar dolar’ın üç misli para karşılığında Kale Avrupa projesi bu kez Afrika kıyılarında.

Bu anlaşma çerçevesinde İtalyan askeri gemileri Güney’deki devriyelerini fiilen çoğaltıyor, ve Libya tek taraflı olarak karasu sınırlarını 12 milden 70 deniz miline çıkarttı. Paralel olarak, italyan yetkilileri, bir sivil toplum kuruluşu (STK) kurtarma gemisine el koydu, sorumluları tutukladı. Aynı anda, birkaç yüz kilometre güneyde, Libya Sahil Güvenliği, Zouara açıklarında bulunan başka bir kurtarma gemisini uzaklaştırmak için gerçek kurşun kullanarak ateş açtı.

Aynı zamanda, faşist bir milis grup Akdeniz’de serbestçe dolaşıyor. Haftalardır, önlerinde engel olarak sadece biz antifaşistler varız; sorun ve sıkıntılar yaratarak; iptallere, kaçışlara, yön değiştirmelere, aksaklıklara yol açarak; gülünç duruma düşürerek bu gruba müdahele ediyoruz.

Bu anti-göçmen geminin sorumlularından birçoğu, haklarındaki suçlamaların ağırlığına ve tutuklamaları hukuki soruşturmanın uzatılmış olmasına rağmen, Erdoğan’ın kontrolü altında bulunan Kıbrıs’ta gözaltındayken derhal serbest bırakıldılar. Diğer tarafta, bu tezgahı ihbar eden sığınmacı Tamil’ler, Sri Lanka’ya geri gönderildi. Ardından, yabancı düşmanı söylemlerine, açık tehditlerine ve deniz yönetmeliklerini çiğnemelerine rağmen Defend Europe’un faşist milisleri, yöneticiler tarafından hiç engellenmedi. Avrupalı yöneticiler, Defend Europe’un projesini serbestçe gerçekleştirebilmesi için izin vermeyi açıkça tercih ettiler. Avrupa Birliği’nin birçok bakanı haklarında hoşgörülü söylemlerde bulundu, ve Avusturya İçişleri Bakanı işi kendilerini tebrik etmeye kadar götürdü.

Dört bir yandan gelen bu şiddet karşısında, STK gemileri birinci derecede arama ve kurtarma alanı olan bölgeyi; mülteci botlarını Avrupalı faşistlerin ve haraç, işkence ve tecrit uygulamalarıyla tanınan Libya Sahil Güvenliği’nin ellerine bırakarak, vicdan azabı içinde birbiri ardına terkediyor. Kurtarma gemilerinin hala faaliyette olduğu son aylardaki ölüm sayısına bakılarak (bu sene içinde bugüne kadar 2200’un, geçen sene 4500’un üzerinde); ardı arkası kesilmeksizin savaştan, sefaletten ve baskıdan kaçan onbinlerce insanı ne büyüklükte bir insanı felaketin beklediği tahmin edilebilir.

Gerçek şu ki, dünyaya eşitlik ve adalet gelmediği sürece, insan göçlerini hiçbir şey durduramayacak. Avrupa neo-sömürgeciliği Afrika’yı geniş bir yıkıntı alanına çevirmeye devam ettiği sürece, hiçbir şey, aileleri savaştan ve sefaletten kaçmaktan caydıramayacak. Hiçbir şey, Batılı yöneticilerin suça ortak sessizliğinin gölgesindeki zulümden kaçan siyasi muhaliflere, etnik ve dini azınlıklara geri adım attıramayacak. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere, halkların tamamı için, darptan, tecavüzden, zorla askere alınmaktan, ya da kamplarda zorla çalıştırılmaktan daha korkunç bir şey olamaz (raporlarla kanıtlanmış sayısız örnek bulunuyor). Ve özellikle, hiçbir şey, insanlık tarihinin, yolculuklardan, « Odise’lerden », ve göçlerden oluştuğu gerçeğini silemez.

Avrupa, daha ne kadar zaman duvarlar ve demir perdeler inşa etmeye devam edecek?

Avrupa Birliği ve Libya arasındaki bu anlaşma, her anlamda insanlık suçu içeriyor. Tahammül edilemez bir yaşamdan kaçmakta zorlanacak insanlar için olduğu kadar, bedeli ne olursa olsun kaçmaya çalışıp, daha da zor ve tehlikeli hale gelen yolda can verecekler için de söz konusu olan bir suç.

Son haftalarda, kadın, erkek tüm insan kardeşlerimizin denizlerdeki kurtarma operasyonlarına zarar verme projesiyle yola çıkan faşist milislerin gemilerini engellemek, en azından geciktirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

Ama, küçük, grostesk, tatlı su denizcisi bir grubun ajitasyonu ardında; ve gözümüzün önünde her bir yandan desteklerini biraraya getiren dev güçlerin karşısında bu görev oldukça zor.

Bu nedenle bu açıklamayla uyarıda bulunmak istiyoruz, çünkü, Avrupa ya da Afrika, nerede olursak olalım, aramızda inşa edilen bu yeni duvarı reddetmek hepimizin sorumluluğudur.

Bu kan ve gözyaşından bir duvar.

Bir duvar daha.

Bu duvara karşı; korku yayarak, bizleri bölerek hükmetmeye çalışanlara karşı; Akdeniz’in bir kıyısından diğerine, Paris’ten Tunus’a, Trablus’tan Roma’ya, ve daha da ötesine, hep birlikte seferber olalım.

Akdeniz’deki faşist milislere ve Kale Avrupa’ya karşı mücadeleye devam!

DEFEND MEDİTERRANEADEFEND MEDİTERRANEA ağı, C-Star gemisinin Süveyş’te ve ardından Kıbrıs’ta bloke edilmesini sağlayan; Girit, Sicilya ve Tunus’ta ise duraklama yapmasını engelleyen, antifaşist, ırkçılık karşıtı, dayanışmacı yoldaşlardan oluşuyor.

This page can be viewed in
English Italiano Deutsch
© 2005-2024 Anarkismo.net. Unless otherwise stated by the author, all content is free for non-commercial reuse, reprint, and rebroadcast, on the net and elsewhere. Opinions are those of the contributors and are not necessarily endorsed by Anarkismo.net. [ Disclaimer | Privacy ]