espero 7 – Die neue Sommerausgabe 2023 16:58 Jun 25 7 comments Hier ist sie: Die espero-Sommerausgabe 2021! 18:20 Jun 16 15 comments David Graeber, anthropologist and author of Bullshit Jobs, dies aged 59 00:24 Sep 06 7 comments Poder e Governação 02:58 May 17 2 comments Against Anarcho-Liberalism and the curse of identity politics 18:34 Jan 14 4 comments more >> |
Recent articles by Mülksüzler
mülksüzler Ekim sayısı çıktı! 0 comments Emekçi bir kadınla röportaj 0 comments Diyarbakır Akyıl Tekstil Fabrikası’ndan Grevci İ... 0 comments Recent Articles about Yunanistan / Türkiye / Kıbrıs Anarşist hareketinΗ ανάγκη για restart May 29 23 1η Μάη: μέρα ταξ... May 01 23 Αντιεκλογικ^... Mar 31 23 Aylık Siyasi Dergi MÜLKSÜZLER'in birinci sayısı çıktı!
yunanistan / türkiye / kıbrıs |
anarşist hareketin |
news report
Friday January 12, 2007 13:08 by Mülksüzler - otoriteye ve sermayeye karşı
“Ben bilirim, beni izleyin” demeden devrimcilikte ısrar eden, eleştirdiği toplumun sömürüye dayalı otoriter kalıplarını içinde yeniden üretmeden mücadeleyi örmekte direnen, liberalleşmeden özgürlükçü olabilen, kadının patriyarkal sömürüden kurtuluşunu emekçi sınıfın devriminin yan ürünü değil kendi mücadelesinin bir eseri olacağına inanan bir çizginin mümkünlüğüne ve gerekliliğine inancımız bizi bir araya getirdi. Merhaba! Yeni bir yolu tarif etme ve tartışma çabasına merhaba diyoruz. Her halükarda son derece zor bir mecraya açılan bir patika bu. Güney Amerika’daki hareketliliği saymazsak genelde dünyanın, özelde bölgemizin, emekçi sınıf adına, tüm mülksüzler, ezilenler adına daha da katlanılmaz bir hale geldiği bir dönemdeyiz. Sancılıyız. Emekçi sınıfın mücadele gücü son derece düşmüş, örgütlülükleri yok edilmiş, örgütlenmesinin önünde binbir engeller çekilmiş durumda. Fena halde zincirlenmişiz. Egemen sınıf bilenmiş stratejileri ile emekçileri birbirine kırdırmanın, onları kendi çıkarları arkasında yedeklemenin ve bu şekilde onları daha da sömürmenin koşullarını kurmuş, oyununu ciddi bir engelle karşılaşmadan çevirmekte. Bölgemiz çatışan kapitalist/emperyalist güç bloklarının kozlarını paylaştığı savaş alanı haline gelmiş durumda. Savaşın kesif kokusu burnumuzdan gitmiyor. Farklı ülkelerden, halklardan emekçi sınıf bölükleri egemenlerin çıkarları uğruna birbirlerine karşı yer yer bilenmekte, yer yer savaşmakta. Birbirimize kırdırılıyoruz. Kendi coğrafyamız bölgedeki girdabın etkisi altında, dahası kürt ve türk emekçiler birbirlerine karşı hergün daha fazla düşmanlaştırılmakta. Bu vaziyeti değiştirme ve emekçi sınıfın mücadelesini güçlendirme iddiasında bu kadar çok “yol”, bu kadar çok yolcu grupçuk varken, üstelik bizler de dahil hiçbirimiz fazla yol kat edemezken, bir yenisine gerçekten ihtiyaç var mı? Bu soru bugün belki her zamankinden daha da meşru ve bu yüzden tatmin edici bir cevabı da hak ediyor. “Ben bilirim, beni izleyin” demeden devrimcilikte ısrar eden, eleştirdiği toplumun sömürüye dayalı otoriter kalıplarını içinde yeniden üretmeden mücadeleyi örmekte direnen, liberalleşmeden özgürlükçü olabilen, kadının patriyarkal sömürüden kurtuluşunu emekçi sınıfın devriminin yan ürünü değil kendi mücadelesinin bir eseri olacağına inanan bir çizginin mümkünlüğüne ve gerekliliğine inancımız bizi bir araya getirdi. Bu çizgide olan kimseyi görmediğimiz, duymadığımız için bu yayını çıkarmaya, kısaca özetlersek özgürlükçü ve sınıf mücadeleci bir çizgiyi tartışmaya açmaya gerek duyduk. Bu sayfalarda bizler için de henüz belli belirsiz bir yönelimden ibaret olan söz konusu çizginin içini doldurmaya, doldurduğumuz kadarını da tanıtmaya gayret göstericez. Söz konusu çizginin hakkını ne kadar verebileceğimiz ise ayrı bir mesele, onu bizim irademize ve emeğimize dayalı olarak zaman gösterecek. Yayının adı “mülksüzler” olsun dedik. Çünkü mülksüzler bizim için hem adil, eşit ve özgür bir dünyayı kurabilecek olan tek kesimi, tek ‘sınıfı’ işaret ediyor, hem de o dünyanın bizce kesin bir koşulu olan bir varoluş biçimini. ‘Mülksüzler’. Yani herkesin mülksüz olacağı, mülksüzlüğün devasa sömürü, tahakküm ve eşitsizliklerin yok edilmesinin ve yeniden yeşermemesinin garantisi olacağı bir dünyayı kuracak olanlar… ‘Mülksüzler’. Yani o dünyada yaşayacak olanlar. Bu ismi seçerken Leguin’in sevdiğimiz kitabından “esinlenmedik” desek yalan olur… “Mülksüzler” belli ilkeler çerçevesinde doğrudan demokratik yollarla işleyen bir yayın kolektifinin ürünü olacak, güncele dair politik yazılar ve haber-yorumlar, kültür ve sanata dair yazılar, teorik yazılar, hikaye ve denemeler içerecek. İddiamızı gerçekleştirmek umuduyla… İçindekiler: AKYIL Tekstil’de GREV var! 14 Aralık Eylemi: "KESK dimdik ayakta" “Sosyal Güvenlik” mi, Güvensizlik” mi? İsrail Ne elde Edebilir? BTC ve GOP Dostu Düşmanı iyi bilmek lazım Ortadoğu, Türkiye ve PKK’nin ateşkesi DTP yürüyüşü “Hukukun ve Adaletin Yok Edildiği bir ülkede yaşam hakkı için Ölüm Orucundayım Ermeni Soykırımı yasası ve Burjuva siyasetin sonsuz ikiyüzlülükleri Bütünlüklü bir saldırıya karşı bütünlüklü duruş Çürüyoruz Acaristan Oaxaca’da neler oluyor? Egemen sınıf içindeki mücadelenin arenası olarak Cumhurbaşkanlığı Seçimi Suç Genleri Devlet Eliyle “Asosyal” hayata dönüş İstanbul-Venedik Bienali Eve Dönüş “Özgürlük”den notlar: Zygmunt Bauman’a selam İki zil arasında yaşanır mı? Yaşıyorum! mulksuzlerdergisi@gmail.com |
Front pageSupport Sudanese anarchists in exile Joint Statement of European Anarchist Organizations International anarchist call for solidarity: Earthquake in Turkey, Syria and Kurdistan Elements of Anarchist Theory and Strategy 19 de Julio: Cuando el pueblo se levanta, escribe la historia International anarchist solidarity against Turkish state repression Declaración Anarquista Internacional por el Primero de Mayo, 2022 Le vieux monde opprime les femmes et les minorités de genre. Leur force le détruira ! Against Militarism and War: For self-organised struggle and social revolution Declaração anarquista internacional sobre a pandemia da Covid-19 Anarchist Theory and History in Global Perspective Capitalism, Anti-Capitalism and Popular Organisation [Booklet] Reflexiones sobre la situación de Afganistán South Africa: Historic rupture or warring brothers again? Death or Renewal: Is the Climate Crisis the Final Crisis? Gleichheit und Freiheit stehen nicht zur Debatte! Contre la guerre au Kurdistan irakien, contre la traîtrise du PDK Meurtre de Clément Méric : l’enjeu politique du procès en appel |